Abdülazîz
Uyûnu's-Sûd hocamız (Rahmetullahi Aleyh) anlatmıştı.
Ben bizzat kendisinden dinledim. Hocamız evinin hemen bitişiğine yaptırdığı mescidinde oturmuş öğle namazını bekliyormuş. O arada başka biri daha gelmiş. Namaz vakti girince mü ezzin ezana başlamış, "Allahu Ekberallahu Ekber" diye okumuş. (Yani geçişte “Ekber”in ra’sını fetha okumuş).
Ben bizzat kendisinden dinledim. Hocamız evinin hemen bitişiğine yaptırdığı mescidinde oturmuş öğle namazını bekliyormuş. O arada başka biri daha gelmiş. Namaz vakti girince mü ezzin ezana başlamış, "Allahu Ekberallahu Ekber" diye okumuş. (Yani geçişte “Ekber”in ra’sını fetha okumuş).
Diğer adam hemen müdahale etmiş;
"Ezanı yanlış okuyorsun.
Bid‘at işliyorsun" diyerek müezzine çıkışmış.
Abdülazîz Uyûnu's-Sûd hoca (rh. a);
Abdülazîz Uyûnu's-Sûd hoca (rh. a);
"Yanlış ve bid‘at olan nedir?"
demiş.
Müezzin ezanı yine aynı şekilde yeniden okumaya başlamış.
Adam tekrar itiraz etmiş…
Müezzin ezanı yine aynı şekilde yeniden okumaya başlamış.
Adam tekrar itiraz etmiş…
Hoca yine aynı soruyu sormuş:
"Yanlış olan nedir? Neresi bid‘at?"…
Bunun üzerine adam,
"Bu,Sahîh-i Müslim'deki hadise ters" demiş.
"Bu,Sahîh-i Müslim'deki hadise ters" demiş.
Hoca, Sahîh-i Müslim'deki hadis-i
şerifte nasıldır? deyince adam; “Allahu Ekberu,
Allahu Ekberu” şeklindedir, demiş.
Hoca, "Sahih-i Müslim'i hocalarınızdan ve hocalarınızın hocalarından başlayarak İmam Müslim'e kadar giden bir silsileden aktararak mı bu zabtı yapıyorsunuz yoksa bu, "matbaa zabtı" mıdır?" deyince adam susmuş. Namaz bittikten sonra Hocaya o kişinin NASURİDDİN EL-ELBANİ olduğunu söylemişler.
Hoca, "Sahih-i Müslim'i hocalarınızdan ve hocalarınızın hocalarından başlayarak İmam Müslim'e kadar giden bir silsileden aktararak mı bu zabtı yapıyorsunuz yoksa bu, "matbaa zabtı" mıdır?" deyince adam susmuş. Namaz bittikten sonra Hocaya o kişinin NASURİDDİN EL-ELBANİ olduğunu söylemişler.
Şimdi bu adam İslam dünyasındaki o şöhretine ve hadis ilminde müctehid imam (!) olduğu söylenmesine rağmen matbaa zabtına itimad edip rivayeti ve önemini idrak etmemişse ona tâbi olan yeni yetmelerin halini düşünün artık!..
İsrail dostu vehhabiler....!
Sevgili okuyucularımız, gerçekte vehhabiliğin İslamın kalbine saplanmış bir hançer olduğunu, kimlerin eliyle hangi maksatlar için kullanıldığını tüm delilleriyle paylaşmağa devam ediyoruz. Vehhabi El-Albanin fetvalarının toplandığı "Fetavai El-Albani" kitabının 18. sayfasında aynen şöyle söylüyor:
"Darul Harp olduğu için
Filistinliler Filistini terk etmelidir.Filistinlilerin Filistinde kalmasi
küfrdür".
7/7/93 tarihli "El-Liva"
isimli gazeteye verdiği röpörtajda Filistinliler nereye gitmeli diye
sorulduğunda;
“Sudana gitsinler Sudan onları
kabul eder” diye cevap vermişti..
Filistinin özgürlük mücadelesine kendi çirkinliklerini bulaştırarak onlara manevi darbe vurmaya çalışan vehhabi zihniyyetinin gerçekte kimlere hizmet etdiğini kendi dilleri ile beyan etmekdedirler. Haritaya baktığınızda İsrailin arkasinda Amerikayı değil Suudi Arabistanı görürsünüz...
Redd-ül-Vehhabiyye
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.