3 Eylül 2012 Pazartesi

Aşk Aşk Aşk

"Sevgi" canlı varlığın, haz veren bir nesneye karsi meyil duymasıdır. Söz konusu meylin pekişip güçlenmesi haline «aşk» denir. Ask duygusu, aşkın sevgilisine kul olması ve sahip olduğu her şeyi uğrunda feda etmesine yol açacağı bir dereceye varabilir.

 *****

Hikâye edildiğine göre Zunnun'ül Misri (rehimehullahu a.) bir gün Mescid-i Haram'a girer. Sütunlardan birinin altında yarı çıplak, yerde yatan hasta bir delikanlı görür, delikanlı yanık bir sesle inlemektedir. Bundan sonrasını Şeyh'in kendisinde dinleyelim:

«Yanına sokuldum, selâm verdim ve «ey delikanlı sen kimsin» diye sordum. «ben aşık bir garibim» diye cevap verdi. Ne demek istediğini anlamıstım, «ben de senin gibiyim» dedim. Bu sırada ağlamaya başladı, onun ağlaması beni de ağlattı. Bana «sen de mi ağlıyorsun» diye sordu, «ben de senin gibiyim» diye karşılık verdim. Bunun üzerine daha yüksek bir sesle ağlamaya bağladı ve gür yüksek bir nara attı, hemencecik ruhunu teslim etti.

Elbisemi üzerine örttüm, kefen bulmak için yerimden ayrıldım, kefen satın alıp dönünce onu yerinde bulamadım. Şaskınlık içinde «sübhanallah» dedim. Bu sırada kulağıma  bir ses geldi, şöyle diyordu: «Ey Zün-nun! O öyle bir garibdir ki, onu dünyada şeytan aradı bulamadı, Malik aradı bulamadı, Cennette Rıdvan aradı, o da bulamadı.» «O nerededir?» diye seslendim. Kulağıma şu cevap geldi: «Samimi muhabbeti, çok ibadet etmesi ve hatasından derhal tevbe etmesi sayesinde Muktedir Malik'in (ulu Allah'ın) rahmetinde sadekat koltuğundadır.»
(Zehr-ur Riyaz)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.