Şimdi, Hayrettin Karaman, Mustafa İslamoğlu, Süleyman Ateş ve başka
birilerince Mü’minlere “toplum mühendisi” yapılanlara ve onların
görüşlerini taşıyanlara soruyoruz:
Birinci
Süâl: Allah’a ve
Ahiret Günü’ne îmân etmenin yanında istisnâsız bütün peyğamberlere, bu arada da
Âhir zaman Nebîsine îmân etmek, teslîm olmak ve dînine girmek Mü’min
olup cennete girmek içün mutlaka gerekli midir, değil midir? “Gerekli
değildir” diyenlerin kâfir olduğuna inanıyor musunuz,
inanmıyor musunuz?
Bize gelince… Bütün Mü’minler gibi biz de “gereklidir” diyor, “gerekli
değildir” diyenlerin kesin ve tartışmasız kâfir olduklarına
inanıyoruz…
İkinci Süâl: Son Nebi Muhammed sallellâhu aleyhi
ve sellem’e gelen Kur’ân’a îmân edip, ona teslîm olmak Mü’min olup
cennete girmek içün mutlaka gerekli midir, değil midir? “Gerekli
değildir” diyenlerin kâfir olduklarına inanıyor musunuz,
inanmıyor musunuz?
Bize gelince… Bütün Mü’minler gibi biz de “gereklidir” diyor, “gerekli
değildir” diyenlerin kesin ve tartışmasız kâfir olduklarına
inanıyoruz…
Üçüncü Süâl: Nebimiz Muhammed sallellâhu aleyhi ve
sellem’ın peyğamberliği ile getirdiği Ku’ân ve Şerîat âlemşumûl/evrensel midir,
değil midir? “Değildir” düşüncesinde olanların kâfir olduklarına
inanıyor musunuz, inanmıyor musunuz?
Bize gelince… Bütün Mü’minler gibi biz de “Nebimiz Muhammed sallellâhu
aleyhi ve sellem’ın peyğamberliği ile getirdiği Ku’ân ve Şerîat
âlemşumûl/evrensel değildir” düşüncesinde olanların kesin ve tartışmasız kâfir
olduklarına inanıyoruz…
Dördüncü
Süâl: Meleklere îmân
etmek Mü’min olup cennete girmek içün mutlaka gerekli midir, değil
midir? “Gerekli değildir” diyenlerin kâfir olduğuna
inanıyor musunuz, inanmıyor musunuz?
Bize gelince… Bütün Mü’minler gibi biz de “gereklidir” diyor, “gerekli
değildir” diyenlerin kesin ve tartışmasız kâfir olduklarına
inanıyoruz…
Beşinci
Süâl: Kadere Îmân
etmek Mü’min olup cennete girmek içün mutlaka gerekli midir, değil
midir? “Gerekli değildir” diyenlerin kâfir olduklarına
inanıyor musunuz, inanmıyor musunuz?
Bize gelince… Bütün Mü’minler gibi biz de “gereklidir” diyor, “gerekli
değildir” diyenlerin kesin ve tartışmasız kâfir olduklarına
inanıyoruz…
Altıncı
Süâl: Teslîs’e inanan
Hristiyanlar kesin kâfirler olup cehenneme girecekler mi, girmeyecekler midir?
“Kâfir değillerdir ve cehenneme girmeyecekler” düşüncesinde olanların kâfir
olduklarına inanıyor musunuz, inanmıyor musunuz?
Bize gelince… Bütün Mü’minler gibi biz de “Kâfir değillerdir ve cehenneme
girmeyecekler” düşüncesinde olanların kesin ve tartışmasız kâfir olduklarına
inanıyoruz…
Meselenin daha bir açıklık kazanabilmesi içün kısmen tekrâr olacak iki süâl
daha soracağız:
Yedinci
Süâl: Yehûdî ve
Hristiyânların bütün Nebilerin ve bu arada Son Nebi Muhammed sallellâhu aleyhi
ve sellem’in peyğamberliklerine ve Kitâblarına Îmân etmek ve Son Nebi
sallellâhu aleyhi ve sellem’in Şerîat’ına girmek Mü’min olup cennete girmeleri
içün mutlaka gerekli midir, değil midir? “Gerekli değildir”
diyenlerin kâfir olduklarına inanıyor musunuz, inanmıyor musunuz?
Bize gelince… Bütün Mü’minler gibi biz de “gereklidir” diyor, “gerekli
değildir” diyenlerin kesin ve tartışmasız kâfir olduklarına
ve yeniden îmân etmedikçe cennete giremeyeceklerine inanıyoruz…
Burada güya efendi kesilip, “adamların usûlü budur, onları tekfîr edemeyiz”
deyip kâfir olduklarına inanmayan akıllı ve bâliğ, mükelleflerin de
kesin kâfir olacaklarına inânıyoruz.
Evet cevab
bekliyoruz… Cevâbların sorulanlarla alâkasız, dolambaçlı ve hedef saptırıcı
değil de açık ve net olmalarını istiyoruz…
Kahkaha aynalarının karşısındaki Müslümanlar, manzaralarıyla hem yürekleri
dağlıyorlar, hem de insan olan insanları abdest kaçırtacak seviyede güldürüyor,
günâha sokuyorlar… Karşısında durduğu aynaya göre, kiminin kafası düğme kadar,
gövdesi ise kocaman bir pamuk balyası gibi… Bir başkasının kafası büyük bir
sepete, vücudu ise düğmeye benziyor… Bazısının kafası hıyar, gövdesi de büyük
bir bal kabağı… Bir takımları da enine olabildiğince geniş, boyuna ise cüce…
Kimisi, “mücâhiddir” ama “zikr”e karşıdır. Bazısı “ilimci”dir,
ama “amel”de ve “ihlâs”da ağırdır ve sağırdır. Kimsi “zikir”cidir,
lâkin “cihâd” düşmanıdır. Kimisi zâhirde kelle kulak yerinde güzel bir
Müslüman gibi görünmektedir, lâkin ya kalb, ya beyin, ya ciğerler veya
böbrekler gibi uzuvlarında hayâtına mal olacak rahatsızlıklara sâhibdir.
Ahsen-i Takvîm üzere yaratılmış olmalarına rağmen akılsızlık edip şu aynaların
karşısına geçmelerinin vebâli elbette kendilerinin boynundadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.