Soru: Allah’ın ilmi var ama bizimki gibi değil, işitmesi, görmesi var ama bizim görmemiz ve işitmemiz gibi değil, hayat sahibi olması, kadir olması bizim gibi değil demek caiz oluyor da Allah’ın oturması bizim gibi değildir demek niçin caiz olmuyor? O sıfatlar da kuranı kerimde geçiyor, istiva da geçiyor. Öncekiler için caiz olan, istiva için niçin caiz olmuyor?
Cevap:
Ayetler hakiki manalarında kullanılabilir ve kullanılamaz olmaları açısından iki kısımdır.
1) Muhkem ayetler; yani onların mukabilinde hakiki manalarını kısıtlayan, engelleyen başka ayet veya kati delil yoktur. Mesela Allah'ın semi' basir yani işiten, gören olması gibi.
2) Müteşabih ayetler; birden çok manası olup o manalardan istediğini almak başka ayet ve kati delillere ters düşüyordur. Yani müteşabih ayete hakikat manasını vermeye engel ondan daha muhkem ve daha fazla kati deliller vardır. Birden çok kati delil ve ayetin muktezasını terkedip bir ayetin kesin olmayan bir manasını almak İslam’ın hangi kuralına uygundur? tabiki değildir.
Bu yüzden ayetleri cımbızla seçip manalandırmak selefin âdeti değildir. Belki kur'anın umumatının dillendirdiği bir takım kesin ifadeler vardır ki, onlar ancak kur'an bir bütün olarak, hadis-i şerif ve sahabe kavilleriyle birlikte incelendiğinde anlaşılmış ve kesinleştirilmişlerdir.
Mesela لَيْسَ كَمِثْلِهِ شَيْءٌ “Allah’ın misli yoktur” ayeti celilesi ve bu manayı teyid eden
diğer ayet, hadis, sahabe kavilleri ve icmaı şu umum kuralı muhkem yapmıştır;
Allah cc asla mahlûkatından bir şeye benzemez. Allah samed’dir. Yani
hiçbir şeye ihtiyaç duymaz. Oysa oturmak fiilini Allah’a isnat etmek; bu
umumatı iptal etmek demektir. Ve Allah’ın oturacak bir şeye ihtiyaç duyacağını
ve oturma şekliyle muttasıf olabileceğini iddia etmektir. Bunca kati delil
mukabilinde bu kadar tutarsız ve zanni bir iddia ne kadar geçerli olur.
Tutarsız dedik; zira istivanın “kuşatmak”, “emri/sultası altına
almak” gibi birden çok manası var. Tutup bunlardan birisini tercih ederken en
azından diğer muhkem ayetlerle örtüşecek olanı seçip ayeti tevil etmek bir yere
kadar makuldür. Sonraki âlimler gibi mecburiyet kesbetmesine binaen
yapılabilirse de selef bundan bile kaçınmış müteşabih ayetlerin
manalandırılması doğru bulmamıştır.
Şimdi tutup muhkem ayetlerle örtüşmeyecek, onlara ters düşecek bir
manayı, istiva kelimesinde bir lügat anlamı olarak bu da vardır diyerek ısrarla
geçerli kılmaya çalışmak sizce ne kadar tutarlı olabilir ki!
Selametle
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.