Ey iman edenler, cuma günü namaz için çağrı yapıldığı
zaman, hemen Allah'ı zikretmeye koşun ve alış-verişi bırakın. Eğer bilirseniz,
bu sizin için daha hayırlıdır.
Cum'a/9
İstedim ki bir adama emredeyim. Cemaate namaz kıldırsın, ben de gidip cumaya gelmeyenlerin evlerini başlarına yıkayım.
Müslim
Cuma namazı her müslümana hak ve vacibdir.
Ebu Dâvud
Birtakım kimseler Cuma namazını terketmekten ya vazgeçerler yahut da Allah onların kalplerini mühürler, sonra da onlar gafillerden olurlar.
Müslim
İstedim ki bir adama emredeyim. Cemaate namaz kıldırsın, ben de gidip cumaya gelmeyenlerin evlerini başlarına yıkayım.
Müslim
Cuma namazı her müslümana hak ve vacibdir.
Ebu Dâvud
Birtakım kimseler Cuma namazını terketmekten ya vazgeçerler yahut da Allah onların kalplerini mühürler, sonra da onlar gafillerden olurlar.
Müslim
***
Said Nursinin çeşit çeşit Cuma
Namazı Kılmama bahaneleri;
(...) Bana itiraz edenler, gizli
ayıplarımı bilmiyorlar. Yalnız zahiri bazı hatalarımı bahane edip ve yanlış
olarak Risale-i Nuru benim malım zannedip Risale-i Nurun nurlarına perde
çekmek, intişarına rekabet etmek için derler: "Said Cum'a cemaatine gelmiyor,
sakal bırakmıyor" gibi tenkidleri var.
Elcevap: Ben, çok kusurları kabul
ile beraber derim: Bu iki mes'elede büyük mâzeretlerim var.
Evvelâ: Ben Şâfiîyim. Şâfiî
Mezhebinde Cum'anın bir şartı; kırk adam imam arkasında Fâtiha okumaktır. Daha
başka şartlar da var. Onun için burada bana cum'a farz değil. Ben, mezheb-i
Âzamîyi takliden, bâzan sünnet olarak kılıyordum. (...)[1]
Sâniyen: (...) herkesin arkasında
mezhebimce iktida edip namaz kılamıyorum ve okumakta yetişemiyorum ve daha
Fâtihanın yarısını okumadan, imam rükûa gidiyor. Bizde Fâtiha okumak farzdır.[2]
(...) Hem camiye, cumaya gitmeye
beni men'eden merdumgirizlik [3] hastalığı (...)[4]
(...) hem yirmibeş senedir ben
münzevi yaşadığım için, kalabalık yerlerde huzur bulamıyorum (...)[5]
***
Said Nursi;“Evvelâ: Ben Şâfiîyim. Şâfiî Mezhebinde Cum'anın bir şartı;
kırk adam imam arkasında Fâtiha okumaktır.”
Nurcuların Savunması;
"Şafii mezhebine göre, cumanın
sahih olmasının şartlarından biri de, mükellef, hür, erkek, mukim
(sürekli cumanın kılındığı yerde oturan) -imam dahil- kırk kişiden meydana
gelen -hutbenin başından namazın bitimine kadar orada bulunan- bir cemaatin
olmasıdır. Şayet hutbe esnasında bazıları dışarı çıksa ve bundan ötürü kırk
sayısı eksik olsa, o adamlar geri geldiği zaman hutbenin o kısmının yeniden
okunması gerekir. (bk. İmam Nevevî, el-Minhac/es-Sirascu’l-Vehhac, s. 86)"
Cevap;
Said Nursinin her Cuma Namazı kırk
kişiyi bulamaması mantıklı bir iddia değildir, bahanelerinin çokluğundan da
anlaşıldığı gibi bunun için çaba göstermediğide meydandadır.
***
Cuma Namazında İmama Uyan 40 kişinin
Fatiha Okuma Meselesi
Said Nursi;
“Evvelâ: Ben Şâfiîyim. Şâfiî
Mezhebinde Cum'anın bir şartı; kırk adam imam arkasında Fâtiha okumaktır.”
Nurcuların Savunması;
"-Şafii mezhebine göre, bütün
namazlarda imamın arakasındaki cemaatin bütün fertlerinin de Fatihayı okuması
farzdır. En sahih olan görüş budur ve alimlerin büyük çoğunlu bu görüşü
benimsemiştir.(bk. Nevevî, el-Mecmu, 3/365).
Kırk kişilik cemaatte bir tek kişi
ümmî ise / Fatihayı okuyacak durumda değilse, Cuma namazı sahih olmaz.( bk.
a.g.y)"
Cevap; (Lütfen resimleri inceleyiniz)
Resimdeki kitap Şafi mezhebine
mensup Müslüman kardeşlerimizin yararlandığı en tanınmış kitaplardan biri olan
“Büyük Şafi Fıkhı” dır, Şafi mezhebinde imama uyanın Fatiha'yı okuma
zorunluluğu vardır fakat Cuma namazında bu kırk kişilik cemaatın içinde
Fatiha'yı bilmeyenler yada yetiştiremeyecek durumda olanların bulunması
yukarıdaki resimlerdede gördüğünüz gibi Cuma namazının farz olmasına sahih
olmasına engel değildir, Fatiha bilmeyen ve yetiştiremeyecek durumda
olanların durumu aşağıda açıklanacaktır, Fatiha’yı bilmiyor diye ümmi Müslümanları
Cuma namazından mahrum etmek çok büyük bir vebaldir!
Gördüğünüz gibi ümmiliğin yada
Fatiha okumaktan aciz olmanın Cuma namazını kılmamak için bir mazeret
olamayacağı açıkça anlaşılmaktadır.
Şafi bir imam Cuma namazını eda
edecek kırk tane şafi müslümanı bulamadığı takdirde , şafi hanefi bir imama
uyarak rahatlıkla Cuma namazının farzını eda edebilir, hal böyle iken;
- Said Nursiye bağlı yüzlerce
müslümanın hepsi şafi mezhebine'mi mensuptu?
- Cemaatinde bir tane hanefi
mezhebinde namaz kıldıracak adam yokmuydu?
Farklı Mezhepler Bulunması Durumunda İmama Uyma konusu;
Bu hususta en efdal olan, herkesin
kendi mezhebine mensup imamın arkasında namaz kılmasıdır.Fakat Şâfiî bir
kimsenin Hanefî olan imama, Hanefî bir kimsenin de Şâfiî olan imama uyması
caizdir. Bu meselede mühim olan husus, imam olan zatın, namazın şart ve
rükünlerine riayet etmesidir.Çünkü değişik mezhepten de olsa, namazı cemaatle
kılmak tek başına kılmaktan daha faziletlidir.Sahabîler ve Tâbiinden pek
çokları müçtehid derecesinde büyük âlimlerdi Farklı ictihadlara sahip olmakla
beraber birbirlerinin arkasında namaz kılmışlardırBu hususta ciddî bir
farklılık olmamıştır
İbni Âbidin, 1/378-79
***
Said Nursi; Sâniyen (...) herkesin arkasında mezhebimce iktida edip
namaz kılamıyorum ve okumakta yetişemiyorum ve daha Fâtihanın yarısını
okumadan, imam rükûa gidiyor. Bizde Fâtiha okumak farzdır.[2]
Müceddid ve zamanın harikası ilan
edilen, kalbine gelen ilhamlarla iradesi dışı kitap yazdığını söyleyen, onlarca
kitabı bir gecede ezberlediğini söyleyen, Kuran'da ve bazı kitaplarda
kendisinin ve risalei nurun müjdelendiğini iddia eden said nursinin, cemaat
namazında imam Suphaneke-Fatiha ardından zammı süre okumasına kadar bir Fatiha
süresini "yetiştiremiyorum" diye bahane edip Cuma namazı kılmaması
çok büyük çelişkileri gözler önüne sermektedir.
***
Said Nursi;
(...) Hem camiye, cumaya gitmeye
beni men'eden merdumgirizlik[3] hastalığı (...)[4]
(...) hem yirmibeş senedir ben
münzevi yaşadığım için, kalabalık yerlerde huzur bulamıyorum (...)[5]
Nurcuların Savunması;
"Şafii mezhebine göre
hastalık, camiye, cumaya gitmemek için başlıca bir mazerettir.
(el-Minhac/Es-Siracu’l-Vahhac, 83-84)"
Cevap;
Kazası olmayan Cuma namazının
hikmetini anlayamayan ve bu namazın sevabından mahrum olan Said Nursi Allahın
emri olan bu cemaatle kılınan namaza gitmemesinin sebebi olarak
"merdumgirizlik" (kalabalıktan sıkılma) gibi nefsani bir sıkıntıyı
yada şeytani bir vesveseyi bahane etmektedir, oysa dört mezhepte de akıllı ve
buluğa ermişin Cuma namazına engel olan hastalık; abdestin ve namazın sıhhatine
engelleyen mesela büyük ve küçük abdest tutamama, kör ve ayakları kesik olması gibi bedeni hastalıklar için geçerlidir, Said Nursi kötü bir çığır aşarak her
kalabalıktan sıkılan Müslümanın Namaza gitmemesinin bir vebali olmayacağına
dair bir kanı oluşturmaktadır. Nurcu'larında Said Nursi'nin icadı olan
kalabalıklardan sıkılma ruhsatını(!) kullanıp kullanmadıkları akla gelmektedir.
Said Nursi; "Bu zaman ehl-i hakikat için, şahsiyet ve enaniyet
zamanı değil. Zaman, cemaat zamanıdır.”(6)
“Zaman cemaat zamanıdır” diyen Evliya diye vasıflandırılan Said Nursi’nin Rahmete
kavuşmaya vesile olan cemaatla kılınan namazlara kalabalıktan sıkılıyorum diye
gitmemesi davasındaki büyük çelişkiyi ortaya çıkarmaktadır. Peygamber Efendimiz
Ehli Sünnet itikadına bağlı olan Müslümanları bir araya getiren cemaat
namazlarının önemi hakkında şöyle buyurmaktadır;
Cemaat Namazı ile ilgili Hadisler;
İnsanlar ezan okumanın ve namazda
birinci safta bulunmanın ne kadar faziletli olduğunu bilselerdi, sonra bunları
yapabilmek için kur'a çekmek zorunda kalsalardı kur'a çekerlerdi. Şayet camide
cemaate erken yetişmenin ne kadar faziletli olduğunu bilselerdi, birbirleriyle
yarışa girerlerdi. Eğer yatsı namazı ile sabah namazındaki fazileti bilselerdi,
emekleyerek ve sürünerek de olsa bu iki namaza gelirlerdi.
[Buhari, Müslim,Tirmizi]
[Buhari, Müslim,Tirmizi]
Şüphesiz namazdan en çok sevap kazanacak insanlar, uzak
mesafelerden camiye yürüyerek gelenlerdir. Namazı imamla birlikte kılmak için
bekleyen kimsenin sevabı, namazı tek başına kılıp sonra uyuyan kimseden daha
büyüktür. [Buhari, Müslim, Ebû Dâvûd, İbni
Mâce]
Beş vakit namazı cemaatle kılan, Sırat köprüsünü şimşek gibi
geçer. [Taberani]
Bir kimse, kırk gün sabah namazının ilk tekbirine
yetişirse, kendisine iki berat yazılır: Cehennemden kurtuluş beratı ile
münafıklıktan eminlik beratı. [Ebuşşeyh]
İlk tekbire yetişecek şekilde, kırk gün cemaatle kılana Cennet vacip olur. [Ebu Ya’la]
Cemaatle namaz kılmak için bekleyen, hep namazda gibi sevap
kazanır. [Buhari]
Evi mescide uzak olanın [her adımına sevap verileceği için]
sevabı daha fazladır. [Buhari]
Peygamberin sünnetini [önem vermeyip] terk eden kâfir olur. [Ebu Davud]
Cemaatin bir kısmı dua eder, ötekiler de âmin derse, o dua
kabul olur. [Hakim]
İmam, namazı tamamlayıp cemaate yüzünü döndürünceye kadar
onunla bulunan, gece ibadet etmiş gibi sevaba kavuşurlar. [Tirmizi]
Namazlarını cemaatle kılanları Allahü teâlâ sever. [Taberani]
En kıymetli yer mescitlerdir. Cami ehlinin en efdali, ilk
girip son çıkandır. Cemaate ilk gelen ilk müslüman olan gibi kıymetlidir. [İ. Râfi’i]
"...kalabalık yerlerde huzur bulamıyorum... " diyerek küçük bir Cami cemaat'ından uzak duran Said, acaba binlerce kişilik Mesicidi Haram ve Mescidi Nebevi gibi devasa kutsal Cami'lerde huzur bulabilecekmiydi?
"...kalabalık yerlerde huzur bulamıyorum... " diyerek küçük bir Cami cemaat'ından uzak duran Said, acaba binlerce kişilik Mesicidi Haram ve Mescidi Nebevi gibi devasa kutsal Cami'lerde huzur bulabilecekmiydi?
***
Said Nursi'nin Cuma Namazı
kılmayışının sebebi olarak Türkiyenin Darul Harp olması iddia edilirse ;
Nur'cular, Türkiyenin Darul İslam olduğuna inanıp Cuma namazının Türkiyede farz olduğunu söylemektedirler;
"Türkiye`nin "dâr-ı
harp" mi, "dâr-ı Islam"mı olduğu konusunu ilgili madde de
açıkladık. Türkiye İslam devletidir ve Cuma namazı kılmak şartlarını taşıyna
her müslümana farzdır" (Nur Cemaatine ait
bir siteden alıntıdır)
(Not:Dört mezhebe göre belirli bazı şartların
teşekkül etmesi halinde, dar-ül harpte de cuma namazı kılınabilir. Bu şartlara
gelince;
1 - Dar-ül harpte cuma namazı
kılınabilmesi için Müslümanların serbestçe toplanıp bir araya gelebilecekleri
bir yer olmalı.
2 - Toplandıkları bu yerde,
Müslümanların aralarında seçmiş oldukları imamın hutbede o anda Müslümanları en
çok ilgilendiren meseleleri açıkca anlatabilmesi ve bundan dolayı ne
Müslümanlara ne de imama bir eziyet gelmemesi gerekir.
Bu iki şartın gerçekleşmesi
halinde dar-ül harpte cuma namazı kılınabilir.
Kâfir ülkede, Müslümanların
seçeceği imamın, Cuma kıldırması makbuldür./Redd-ül Muhtar)
| ESK
-----------
-----------
Dipnot:
[1] Emirdağ Lâhikası I, 45,
Yirmiyedinci Mektuptan
[2] Emirdağ Lâhikası I, 45,
Yirmiyedinci Mektuptan
[3]Merdumgiriz: İnsanlardan
sıkılan, kalabalıktan hoşlanmayıp yalnızlık isteyen
[4] Emirdağ Lâhikası I, 280, Yirmiyedinci
Mektuptan
[5] Emirdağ Lâhikası I, 45,
Yirmiyedinci Mektuptan
(6) Kastamonu Lâhikası,
Ankara,1958, s. 132.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.