Bilindiği günümüzdeki selefiler
kendilerine “vehhabi” denilmesine itiraz ederler, bunun iftira olduğunu,
kendilerinin ehli sünnet olduklarını, “vehhabi” olmadıklarını idda ederler.
işte bu taifenin son devir şeyhlerinden Abdulaziz b. Baz tokat gibi cevap
veriyor, “biz vehhabiyiz” diyor.
Abdulaziz b. Baz kendisine sorulan bir soruya uzun uzadıya cevap vermektedir.
soru 16-cı sayfadadır ve şöyledir:
يقول السائل: فضيلة الشيخ، يسمي بعض
الناس عندنا العلماء في المملكة العربية السعودية بالوهابية فهل ترضون بهذه
التسمية؟ وما هو الرد على من يسميكم بهذا الاسم؟
Soru: Değerli Şeyh, bazı insanlar
Suud alimlerini “vehhabi” adlandırıyorlar siz bu ismi kabul ediyormusunuz?
Abdulaziz b. Baz bu soruya uzun
uzadıya cevap vermekte, şirk-Tevhid konusunu ele almaktadır. işaretlediğim
yerde ise esas konuya geçerek şöyle demektedir:
يدعون إلى توحيد الله من علماء
التوحيد من علماء نجد وغيرهم يلقبون بالوهابية، فهو لقب معروف شريف وليس بمستنكر
Cevap: Necd ulemasının lakabı vehhabidir ve bu maruf ve şeriftir ve
biz bunu inkar etmiyoruz.
Abdulaziz b. Baz, “Fetava en-Nur”,
1/16-18
***
Abdulaziz b. Bazın burada “Necd uleması” dediği gurup bizzat kendileridir, yani
Muhammed b. Abdulvehhabın yolundan giden, ümmetin şirk içinde olduğunu söyleyen
sapıklar. işte bu sapıklara tüm ümmet “vehhabi” adını vermiştir, Muhammed b.
Abdulvehhabın kendi kardeşi ve hanbeli alimi Şeyh Süleyman kendisine reddiye
yazmış ve reddiyenin adını da şöyle koymuştur: “es-Sevaik el-İlahiyye fi reddi
alal vehabiyye”