Tasavvuf Düşmanı
Vehhabîler
"İSLAM'da tasavvuf yoktur, tasavvuf şirk, küfür ve dalâlettir" gibi sözler Ehl-i Sünnet ve Cemaat ulemasına ait değil; Vehhabîlere aittir. Binaenaleyh bu gibi aşırı görüşler biz Sünnî Müslümanları bağlamaz ve bunlara asla itibar etmeyiz.
Gerçek İslâm tasavvufunun Hind'ten, Kadim Yunan'dan, şuradan buradan geldiğini iddia edenler de yalan söylüyor.
Tasavvuf İslâm'ın ahlâk, zühd, bâtın boyutudur. Gerçek tasavvuf yüzde yüz Kitab'a, Sünnete, Şeriata uygundur.
İmamı Gazalî hazretlerinin, el-Munkizu min ed-dalâl kitabında buyurduğu gibi
İslâm'ı en iyi anlayanlar, en iyi yaşayanlar, en takvalı ve kâmil Müslümanlar
sûfîlerdir.
Evliyaurrahman'ın çoğu sûfîler içinden çıkmıştır. Gerçek sûfîler her asırda
yeryüzünde Allah'ın şâhidleri olmuşlardır.
Gerçek sûfîler Resûl-i Kibriya aleyhissalatü vesselam Efendimizin vekilleri,
varisleri, halifeleri olmuşlar ve onun sünnetini yaşamış ve yaşatmışlardır.
Gerçek sûfîler kuru lâfla değil, hâl ile İslâm'ı tebliğ etmişler ve nice
insanın hidâyetine vesile olmuşlardır.
Gerçek sûfîlere bakan onlarda İslâm'ı görür.
Gerçek sûfîler insanın en büyük düşmanı olan nefs-i emmâre ile büyük cihad
yapmışlardır.
Gerçek sûfîler yalancı, aldatıcı, azdırıcı dünya tuzaklarına düşmemişler ve
Müslümanları da bundan korumak için çalışmışlardır.
Gerçek sûfîler emr-i mâruf ve nehy-i münker yapmışlardır.
Gerçek sûfîler İslâm'ın baş emri olan beş vakit namazı dosdoğru kılmışlardır.
Gerçek sûfîler Kur'ân'ın ve Sünnet'in askerleri olmuşlardır.
İhlâs, sıdk, vefa, seha, mürüvvet, fütüvvet gerçek sûfîlerin hasletleridir.
Tasavvuf düşmanları bazı meczubîn'in şatahatını ön plana çıkararak saldırıyor.
Şathiyat örnek olmaz. Tasavvuf şathiyat değildir.
Cihan tarihinin gördüğü en büyük ve doğru devlet olan (Kuruluş ve yükseliş
devrini kasd ediyorum) Osmanlı'ya bakalım. Sultan Osman Gazi Han'dan, Son
Padişah Vahidüddin Han'a kadar bütün Selâtin-i Osmaniye (nevverallahu
merakidehum) tasavvuf ve tarikat mensubu idiler, bir veya birkaç şeyhe
intisabları vardı. Tasavvuf ve tarikat olmasaydı Devlet-i Aliyye 600 sene
değil, 60 sene pâyidar olamazdı.
Osmanlı sultanları dünya sultanı olarak mâneviyat sultanlarına tâbi
olmuşlardır. Onların büyüklükleri ve sultanlıkları buradadır.
Selâtin-i Osmaniye'nin çoğu büyük velidir. Bu velayete tasavvuf ve tarikat
sayesinde nâil olmuşlardır.
Osmanlı devleti sadece ordularıyla değil şeyhleri ve dervişleriyle de fütuhat
yapmıştır.
Gazi Sultan MehmedHan-ı Sâni efendimiz henüz 21 yaşında iken İstanbul'u,
biiznillahi teala, şeyhi ve mürşidi Akşemseddin hazretlerinin dua ve himmeti
ile almıştır.
Asıl bid'at, Vehhabîlerin ve diğer bazı ehl-i bid'atin tasavvufu ve tarikati
inkar etmeleri, bid'at saymaları, sûfileri müşrik ve kâfir ilan etmeleridir.
Tasavvufu kaldırın, Osmanlı'dan ne kalır?
Vehhâbîlik hareketi Osmanlı İslâm devletine ve Hilafet-i İslâmiyeye karşı
tuğyan ve isyandır.
Vehhâbîlerin Osmanlılar gibi fütuhatı var mıdır?
Vehhâbîler, baştan beri İngiliz ve düvel-i muazzama-i Salîbiyye tarafından
desteklenmiştir ve el'an desteklenmektedir.
Bugün ABD ayakta duruyorsa Vehhâbîlerin ABD bankalarında sakladıkları bir
trilyon dolarla durmaktadır.
Tarih boyunca Fahr-i Kâinat Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimize
en büyük saygıyı Osmanlı sultanları, Osmanlı devlet ricali, Osmanlı
Müslümanları göstermiştir.
Resûlullah'ın kubbesini yıkacağız, nâşını kabrinden alıp başka yere gömeceğiz,
toprağını da düzleyeceğiz diyen Vehhâbîlerde Peygamber-i zîşan efendimize
hürmet var mıdır?
Tarih boyunca Hulefa-i Râşidin (radiyallahu aleyhim ecmain) devrinden sonra
Tevhid bayrağını en fazla yüceltmiş, en fazla fütuhat ve i'lâ-i kelimetullah
yapmış devlet ve topluluk Osmanlı'dır.
Osmanlı atalarımız Din-i Mübin-i İslâm, Kur'ân, Sünnet ve Şeriat-ı garra-i
Ahmediyye yolunda milyonlarca şehid vermiştir.
Bunca mü'mine, şehid, gaziye, fâtihe, din hizmetkârına, ulemaya, meşayihe,
mürşitlere, evliyaullaha; müşrik, kâfir ve sapık diyenler ne kadar hayâsız ve
insafsız kişilerdir.
Onlardan petro-dolarlar alıp mü'min, muvahhid, muhlis ecdadını sövenlere
yazıklar olsun.
Yâ Rabbi içimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helâk etme
M.Şevket Eygi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.